Dünyanın en güzel kartpostalları, defterleri, doğumgünü kartları,
renkli menkli sayfaları burada; Paris’te. Hem de sadece bir yerde, ufacık bi
dükkanda değil. Pekçok caddede, köşebaşında, arasokakta. Rengarenk, resimli
çizimli… Asla bakmaktan bıkmayacağınız, saatlerce dolaşabileceğiniz librarie’lerden
bahsediyorum. Bugün tam olarak başıma gelen şeyden.
Bir otobüse atlayıp Paris Opera binasıyla tanışmaya gittim. Beklediğim gibi görkemli, hayrete düşüren bir binaydı ‘Academie Nationale de Musique’. Gülümsemelerle süslü merhaba fotoğraflarının
ardından yolumu Louvre’a çevirdim. İyi ki de çevirmişim.
Geldiğimden beri bir librarie’ye uğrayıp dakikalarca renkli defter
ve kartpostal raflarını incelemediğim bi gün bile geçirmedim sanırım. Boulevard Saint-Germain'de, Le Marais'de, L'Auteuil'de onlarca kitapçı. Her
seferinde bu şehir beni daha fazla şaşırtamaz, bundan daha iyisini yapmış
olamazlar dedikçe yepyeni süprizlerle kucaklanıyorum. İşte bugün Avenue de l’Opéra üstünde öylesine girdiğim librarie de günümün sürprizi oldu. Gözlerim raflarda
kaldı, kartpostallar aklımdan saatlerce çıkmadı. Öylesine büyük bir kitapçıydı
ki odalarca renkli kağıt, defter, kart vardı. Doğumgünü kartları, yıldönümü
kartları, kartpostallar… Hepsinin Eyfel’lisi, yok beğenmezseniz Arc de
Triomphe’lusu, renklisi, siyah beyazı… İnanılmazdı. Kazara bir karamel kazanına
düşmek gibi tatlıydı.
Bunca kağıt aşkı, mektup yazma, kart atma sevgisi Fransa’nın
içselleştirdiği edebi kültürden kaynaklı elbet. Balzac’lar, Rousseau’lar
doğuran bi kültürden, Voltaire’ler, Stendhal’lerden, eski ve yerleşik bir
algıdan bahsediyoruz. Kağıdı defteri sevmeleri pek doğal. Ama bugün bunu
ticarileştirmiş, binbir renge bürümüş olmalarını takdir ediyorum açıkça. Baya
baya renk aşkıyla takdir ediyorum.
Hala birbirine kart atan insanlar, bugünkü sevgi dolu düşüncelerimde
sizler varsınız. Hala postakutusunda bir kart, bir mektup görünce benim gibi
havaya uçanlardan mısınız? Böyle vintage hevesler insanı antika yapmaz ki. Hem
itiraf edin diğerleri; ne zaman bizden bir kart alsanız sizin de yüzünüze
kocaman bir gülümseme oturmuyor mu? Sevgiyi postalamanın nesi kötü ki zaten?
‘Des couleurs, des couleurs, encore des couleurs...’
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder