Bi gece bi canınızıniçini arar, atlar yanına gider, parizyen bi
geceye başlarsınız. İki kız Fransız kıyafetlerine bürünür Paris tadımına
çıkarsınız bi gece. Önce serin havayla büyülenirsiniz. Işıklar hem göz
kamaştırır hem baş döndürür. Yüzlerde koca gülümsemeler gecenin planı bellidir
: Şarap, en kırmızısından.
L’Avenue’ye atarsınız kendinizi. Dışarıda bi masada oturulur, en
güzelinden bi şişe şarap söylenir. Kahkahalar keyifler… Saatler birbirini kovalar. Arkanızda Eyfel’in
tepesinden süzülen ışık, Paris gecesinin soğuğu hissedilmez bile.
Orada ne kadar oturuldu, neler neler konuşuldu söylendi, ne insanlar
ne anlar akıllara geldi bilinmez. İçlerde sıcacık bi dostluk, üstlerde sıcacık
kürkler keyifle ayrılınır mekandan. Normal şartlarda uyku saatidir belki ama
böyle geceler de, hele de Paris’teyseniz, gece yeni başlamıştır.
Yeni durak bellidir: Grands Boulevards. Burada ilk kez bulunan benim
gibiler once etraflarında tam bi tur atarlar 360 derece. Sonra bi tur daha, bi
tur daha… Işıklar ve mimari bir olup başınızı döndürene kadar. Bu şehre bi de
gece aşık olana kadar.
Barlara uğranır, mekanlara girilir çıkılır, müzikler danslar tanıdık
yüzler… Keyifli saatler dolup yorgunluk
başlayınca eve dönmek üzere taksiye atlanır. Gecenin sonunda iki dost birbirine
sımsıkı sarılırlar. Aslında bilmeden Paris’I kucaklamaktadırlar. Fark etmeden
daha da çok severler şehri. Burada olmayı, mutlu olmayı, birlikte mutluluğu
severler. Paris’i severler.
‘Bonne nuit mademoiselle’
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder