4 Şubat 2015 Çarşamba

Paris’e yolculuk


Kolay olmadı kurulu düzeni bırakmak; arkadaşları, sevdicekleri özlemeyi kabullenmek. Ama Paris afyon bir nevi. Kendinizi çok yalnız hissedince çıkıp yürümeye başlıyorsunuz; yürüdükçe düşünüyorsunuz, hayran kalıyorsunuz; düşünüp hayranlıkla bakarken unutuyorsunuz özlemi, acıyı, tek başınalığı.

Güzel bi şehir Paris, metroları hariç. Temiz değil, bakımlı değil metrolar. Ama çoğu parizyen otobüsleri kullanmayı öneriyor zaten. Hatları, aktarmaları öğrenmek metroyu öğrenmek kadar kolay değil elbet. Ama alışıyor insan diyorlar. Burada yaşamayı tam anlamıyla kabulleneceğim noktada ben de parizyen edasıyla otobüslere binmeye başlayacağım. Takipte kalın otobüs maceramı da anlatacağım bir gün.

Eşyalarını yerleştirmek, odanı temizlemek, okulunun yerini öğrenmekle bitmiyor yerleşme süreci. Bunlar daha ilk etapları aslında. Evime en yakın ‘boulangerie’nin yerini öğrenip her sabah kalkıp taze  bir ‘baguette’  almaya gitmem gerek. Bir de en yakın ‘caviste’I bulup arayı sıcak tutmam, şarabı marketten değil Fransız usulü olarak ordan almam gerek.

Vait buldukça hepsini anlatacağım. Anlattıkça hem burayı sevecek hem İstanbul’u daha da çok özleyeceğim.


‘A bientôt’


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder