Hava karanlıktı, gece yaklaşıyordu. Gözlerimi dikip karşımda
karanlığa bürünen şehrin manzarasını izledim. Yanan ışıklara baktım, aynı
ışıklarda gözlerimdeki sorulara cevap aradım. Işıklar hiçbirini cevaplayamazdı,
benimle konuşamazlardı. Biliyordum, ama hissedemiyordum. Sadece cevap
istiyordum, artık bilmek, önceden bilmek istiyordum.
Yine bir hikaye bitip yerini yenilerine bırakıyordu. Bellki daha
güzel belki daha acılarına. Hep yeni bir şey için yer açıyor hayat. Bi öyküyü
bitirip diğerini yazmaya koyuluyor. Kaleminin ucu sıcak, hissedebiliyorum. Yeni
bir hikaye yazacak bana, görmek istiyorum. Bilmek istiyorum. Işıklara
bakıyorum, ışıklara soruyorum, arıyorum. Ben baktıkça ışıklar büyüyor, onlar
büyüdükçe benim sorularım. Neler gizli bu yeni hikayede?
Güzel bi erasmus dönemi, sıcak yeni arkadaşlıklar, gezilip görülen
yeni şehirler, ülkeler derken yorulmuşum. Tüm o yorgunluk da o gece inmiş gözlerime.
Sorularla dolu bu yorgunluk son aylardaki hikayenin bittiğini hissedişimden.
Şimdi nereye? Dümeni nereye kırarsan diyo kalbimdeki kaptan. Hep en uzağa, en
güzele kırmak istiyorum. Yolum güzelliklere çıksın istiyorum; güzel yerlere ve
güzel insanlara. Öyle de oluyor gerçekten, kalpten isteyince, biliyorum. O
yorgun aklımı değil hiç yorulmayan kalbimi dinledikçe en güzel yolu hep
buluyorum ben zaten. Yollar güzel oldukça günlerim, günlerim güzel oldukça
kalbim güzelleşiyor. Mutlu oluyorum. Mutlu.
Hırvatistan kıyılarının güzel şehri Split'i karanlıkta son kez
izleyebildiğim bu gecede yeni yolculuklar için hayaller kuruyorum. Ertesi sabah
7de atladığım Saraybosna otobüsüyle de Bosna Hersek yolculuğuna çıkıyorum. Yeni
duraklar, yeni anılar ve yeni gülümsemeler için. Zaten her şey küçücük bi
gülümseme için. Bu hayatta her şey gülümsemek, gülümseyebilmek, gülümsetebilmek
için.
'Adieu!'